Bebeğimin Bana İhtiyacı Var…

Bebeğimin Bana İhtiyacı Var…

Anne olduktan sonraki ilk aylarda yaptıklarımla ve düşündüklerimle genel kabul gören yaklaşımlara ters düştüğümde bu cümleyi tekrarladığımı anımsıyorum: Bebeğimin Bana İhtiyacı Var…

Mesleğim gereği ne kadar çok bilgiye sahip olsam da her anne-çocuk ilişkisinin kendine özel ve teorik bilgilerden çok daha öte olduğunu biliyorum. Bebeğimin gözünden dünyaya bakabilmek, kendi ihtiyacım ile bebeğimin ihtiyacı arasında bir ayrım yapabilmek ve her günün sonunda kendime karşı anlayışlı, şefkatli ve nazik olabilmek… Annelik duygusal ve fiziksel olarak çok fazla yatırım gerektiren bir süreç ve bunun bilincinde olarak her birimizin kendisine şefkatle yaklaşmayı unutmaması gerektiğine inanıyorum.

Kendimize veremediğimiz şefkati bir başkasına da veremeyiz…

Etrafta kabul gören ve her bebeğin aynı şeyi yapması gerekir gibi bir algının anneler üzerinde baskı ve stres yarattığına şahit oluyorum. Annelikten keyif alınmadığı zaman rutin işlerin yapıldığı bir iş olarak görülmesi de oldukça muhtemel. Oysa annelik bebeğinizle birlikte dönüştüğünüz, ilişki kurmayı sizin de yeniden öğrendiğiniz, geçmiş yaralarınızı tanıdığınız ve belki kişisel tarihinizin üzerine bambaşka deneyimler eklediğiniz; yorucu ve dönüştürücü bir yolculuk. 

Çıkılan her yolculukta olduğu gibi bizi nelerin beklediğini önceden bilemeyiz. Yola çıktıktan sonra da “nerden çıktım bu yola” diye düşünebiliriz. Ancak yolculuğun tamamını değerlendirdiğimizde keyif anları yanında epey zorlandığımız, sıkıntıya girdiğimiz ve acı çektiğimiz anlar da olacak. Deneyimi bir bütün olarak görmek ve sadece mutlu veya “iyi” hissetmeye programlanmamak beklentilerimizi gerçekçi oluşturmak adına gerekli diye düşünüyorum.

Hayatımızda bir süreliğine işimizi, kariyerimizi (eğer yapabiliyorsak) beklemeye alsak, daha az sosyalleşsek, daha az görünür olsak, daha az kendi ihtiyaçlarımızı düşünsek sizce neler değişir? Çocuğumuz olduktan sonra hayatımızda bir şey değişmediğine dair gerçek dışı beklentiler oluşturulması da neden? Tabii ki hayatımız değişecek hem de altı üstüne gelerek değişecek. Hatta önce darmadağın olacak sonra biz o dağınıklığın içinden başka başka kimlikler çıkaracağız. Yenileneceğiz, dönüşeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz.

Nasıl ki hamilelik süresince bebeğimizin gelişimi için kritik zamanlar varsa ve bu dönemleri dikkat ederek geçiriyorsak, doğumdan sonraki ilk günlerde de bebeğimizle derinden bir bağ kurabilmemiz adına hassasiyet ve dikkat gerektiren bir döneme giriyoruz. Bebeğimizin gözünden dünyaya bakabildiğimiz ölçüde, onun duygularıyla ve yaşadıklarıyla uyumlandığımız sürece aramızdaki ilişkinin derinleştiğini hissedebiliyoruz.

Yeni doğan bebeğin yaşadığı endişeleri gidermenin en sağlıklı yolu ilişki içinde onu kapsamak, güvende hissettirmek ve bizimle güçlü bir bağ kurabilmesine destek olmaktan geçiyor. Bebeğimizle aramızdaki bağa odaklandığımızda ve onun gibi düşünmeye onun gibi hissetmeye çalıştığımızda aslında yapmamız gerekenler doğal olarak ortaya çıkabiliyor.

Sevgili Anne, kabul etmesi her zaman kolay olmasa da bebeğinin sana ihtiyacı var. “Meli, malı” ları veya beklentilerini bir kenara bırakıp ilişkinize odaklanmayı deneyebilir misin? Yaşadığın tüm korkulara ve belirsizliklere rağmen iç sesine güvenebilirsin. Kalbinin ne dediğini duyabilirsin. Bebeğinin sana anlatmak istediklerine kulak verebilirsin. Direnmek yerine yaşadığın anı görmeyi seçebilir ve bebeğinin ihtiyaçlarını olduğu gibi kabul edebilirsin. Etrafta duyduklarının aksine bebekler bizi kontrol etmeye çalışmazlar. Bize ihtiyaçlarını ifade etmek isterler. İhtiyaç duydukları “anne/baba” olmamız yolunda bize rehberlik ederler. 

Beslenme-uyku-oyun rutininde geçen günlerinde bebeğinin sağlıklı ruhsal gelişimi için temel taşların oluşmasına destek oluyorsun, bunu hep hatırla! Bebeğin için yapabileceğin en büyük yatırım da bu…Buna inan…Gerçek dışı beklentilerin, yargıların veya duymak istemediğin seslerin değerli anlarını gölgelemesine izin verme. Kararlarına güven…

Anne olma sürecinde yorgunluk, kızgınlık, yetersizlik, yalnızlık, dışlanmışlık ve daha bir sürü karmaşık duygun sana eşlik ediyor olabilir. Bunları da fark et! Hiç geçmeyecek sandığın gecelerde aslında sen de dönüşüyorsun. Bu değişime izin verebilmen ve her günü kendi içinde değerlendirebilmen fark yaratıyor. “Yarın yeni bir gün” diyebilmek aslında çok yardımcı oluyor…Zaman geçtikçe bunu daha iyi anlıyorsun.

 

İçimizdeki Değişimlere Uyanmak
“Mükemmel” Değil “Yeterince İyi” Anne