
Bu bölümde daha çok “SEN”i konuşacağız. SEN nasılsın? Neler hissediyorsun? İhtiyaçlarını ifade edebiliyor musun? Bazen “şu an neye ihtiyacım var” diyebilmek bile fark yaratabiliyor.
Eğer hamileysen hayatındaki, bedenindeki ve iç dünyandaki bu değişimi karşılama şeklin nasıl?
Eğer doğum yaptıysan, bebeğine yönelmişken kendine ve içinde yaşadıklarına bakabiliyor musun? Karmakarışık duygularını kendine ifade edebiliyor musun?
Yeni anne olmuş birçok kadın seninle benzer deneyimler yaşayabiliyor. Yalnız değilsin…Tüm annelerle kurduğun bağ oldukça mucizevi.
Bedenlerine ve anneliğe mesafe alan ve özünde var olan “annelik” kaynaklarına yabancılaşılan (yabancılaştırılan) annelerin artık özgürleşmesi gerektiğine inanıyorum. Çocuğunun büyümesine eşlik ederken benzer yaklaşımları içselleştiren; en başa derinden kurulan ilişkiyi koyan; “eksik” değil “yeterli” hisseden; “mükemmel” değil “gerçek ve samimi” olan; kendi dönüşümüne izin veren annelerin büyük bir topluluk oluşturduğunu hayal etmeni istiyorum.
Bu platformda bazen psikolog bazen araştırmacı kimliğimle ama en çok da anne kimliğimle var olacağımı bilmeni isterim. Niyetim teorilerle veya ihtiyacından fazla bilgiyle kafa karışıklığı yaratmak değil. Asıl niyetim anlaşılmak!
Gücünü doğa(l)dan, özünden ve yenilikçi bilgiden alan anneler…Dayatmaların ya da herkes gibi olmanın peşinde olmayan, özgünlüğünü ve kendi olmayı kutlamayı bilen anneler… Sorgulanmadan kabul edilen sözde “doğrulardan” ayrıldığı için tereddüt etmeyen aksine kendi bebeğiyle kurduğu bağın ve ilişkinin biricikliğine inanan anneler… Anneliğinde kendini kaybetmeden kendini bulabilen; değişimden ve ruhsal olarak özgürleşmekten korkmayan anneler…
Olduğumuz gibi…En içten, en doğal ve en gerçek haliyle…