Anne-Bebek Bağlanmasına Teorik Bir Bakış

Anne-Bebek Bağlanmasına Teorik Bir Bakış

Bebek olarak dünyaya geldiğimiz andan itibaren ihtiyaçlarımızın karşılanması için bir başkasına bağımlıyız. Hayatta kalabilmemiz için ihtiyaçlarımızı anlayan ve bunları karşılayan kişiyle- ki bu çoğu zaman annemiz olmaktadır-bağ kurmamız gerektiğini biliriz.

Bebek ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar olarak bazen gereğinden fazla “anne” ve “annelik” üzerine vurgu yapabiliyoruz. Her ne kadar çocuğun psikolojisini etkileyen genetik, çevresel ve kültürel faktörler olsa da annenin (veya anne yokluğunda birincil derecede bakım veren kişinin) etkisi başkadır.

Bebeğin gözünden bağlanma deneyimini anlamlandırmaya çalışırken psikoloji literatüründe yer alan bazı önemli araştırmalar bize ışık tutabiliyor. Bu araştırmaların başında 1970’li yıllarda Mary Ainsworth tarafından yapılan “Strange Situation*” çalışması gelir. Bu çalışmaya katılan 9-18 ay arasındaki bebekler ve anneler dışardan gözlemlenebilen bir odanın içine alınırlar. Bebeğin oyun davranışları, etrafını keşfetme şekli ve anne-bebek arasındaki etkileşimler izlenir. Daha sonra bir yabancı odaya girer, anne ile konuşur ve anne odayı terk ederken bu yabancı kişi çocuğa yaklaşır. Kısa bir süre sonra anne tekrar odaya girer ve anne-bebek yeniden birleşirler. Tüm bu süreçte bebeğin oyun davranışları, annesinin gidişine ve gelişine verdiği tepkileri, yabancı kişinin yanındaki davranışları kayıt altına alınır. Bu 4 alandaki davranışlara bakılarak çocukların bağlanma şekillerine dair bazı fikirler edinilir.

Genel olarak bebekler annelerini yeniden gördüklerinde onun yanına gitmek için bir harekette bulunurlar. Kucağına gitmek için hamle yapabilirler ve birbirlerine kısa süreli sarılabilirler. Bazen bebekler annelerinin boynuna sokularak bir süre o şekilde durabilirler. Bu sarılma ve fiziksel temas anından sonra bebek yeniden meşgul olduğu şeye veya oyununa dönebilir. Söz konusu bu yeniden bağlanma anı ayrılık anının bir tamiri gibidir. Gözünüzde canlandıracağınız bu bağlanma tipi teorik olarak “Güvenli (secure) bağlanma” olarak tanımlanır.

Bazı anne-bebek ilişkilerine baktığımızda ise ayrılığın ardından gelen birleşme anında annenin ve bebeğin birbirlerini görmezden geldiğine şahit oluruz. Bebeğin annenin gelişine ve gidişine tepkisiz kaldığını sanki onun için bir fark yaratmadığını gözlemleriz. “Kaçınan (avoidant)” bağlanma olarak tanımlanan bu güvensiz bağlanma tipinde ne anne ne bebek birbirlerine yakınlaşmak veya sarılmak için bir çabaya girmezler. Bu bağlanma tipindeki anneler bebeklerinin yakınlık kurma ihtiyacına olumsuz bir tepki verdikleri için bebek bunu öğrenmiş gibidir. Böylece bebek annenin gelişine tepkisiz kalarak anneyi bir şekilde kendine yakın tutmaktadır. Annenin gelişine bir tepki vermemiş gibi görünse de aslında bu durum onu endişelendirmektedir.

“Çelişkili (ambivalent)” olarak adlandırdığımız diğer güvensiz bağlanma modelinde ise bebek birbiriyle çelişkili davranışlar sergileyebilir. Örneğin, bir yandan annesiyle yakınlık kurmak isterken bir yandan da annenin kendisine yaklaşmasına yoğun tepki verebilir. Ağlaması uzun süreli olabilir ve annenin varlığında sakinleşemeyebilir. Çelişkili olarak adlandırma sebebimiz de tam olarak budur: Anneyi istese bile annenin varlığında sakinleşmesi mümkün olmamaktadır.

Bu çalışmayı ve sonrasında literatüre kazandırılan bağlanma şekillerine dair bu yazıyı yazarken şunları ifade etmem önemli: Öncelikle bağlanma deneyimi son derece kapsamlı ve değişken özellikte olduğundan sadece bu kategorilere sığdırmaya çalışmak haksızlık olur. İkincisi kültürün bağlanma şekillerimiz üzerinde son derece etkili olduğuna inanıyorum. Bir kültürde ve örneklemde bu çalışmanın yapılması her kültüre uyarlanabileceği anlamına gelmeyebilir. Üçüncüsü de bağlanma şekillerimizin değişmez ve değiştirilemez olduğunu düşünmüyorum. Çocuklar hayatlarındaki farklı yetişkinlere farklı şekillerde bağlanabilirler.

Dolayısıyla literatürde yer alan bu gibi bilgilerin farkında olmak önemli ancak her anne-bebek ve baba-bebek ilişkisini kapsayıcılığı konusunda şüphelenmeye devam edebiliriz diye düşünüyorum.


P.S.“Strange Situation” çalışmasını bu zamana kadar çok kez anlattığım için kendi zihnimde bıraktığı izlere dayanarak özet şeklinde (fazla akademik olmaması adına) yazmayı tercih ettim. Merak edenler bu çalışmanın video görüntülerine internet üzerinden ulaşabilirler.


Bebek Odasının Davetsiz Misafirleri
Bağımlı Olmak Mı?