Hayattaki uğraşlarımızın, seçtiğimiz mesleklerin çoğunlukla tesadüf olmadığına inanıyorum. Ben de psikolog olacağımı, insanların hikayelerine ortak olacağımı ve kafamı insanın ruhsal gelişimine takacağımı çok önceden biliyordum.
2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden birincilikle mezun olduğumda Psikoloji eğitiminin bana açtığı yoldan adım adım yürümeye başladım. Heyecanlı ve idealist bir mezun olarak psikoloji bilgimi bebeklerin psikolojik gelişimi, bağlanma (attachment) gelişimsel psikopatoloji (developmental psychopathology) ve farklı annelik/babalık yaklaşımları üzerine derinleştirme konusunda kararlıydım.
Yüksek lisansımı Fulbright bursuyla ABD’de George Mason Üniversitesi’nde Uygulamalı Gelişim Psikolojisi (Applied Developmental Psychology) alanında tamamlamam bana en çok keyif veren konularda çalışma ve araştırma olanağı sağladı. Yüksek lisansımın ikinci yılında Washington DC Çocuk Hastanesi Gelişim Kliniği’nde (Children’s Hospital Developmental Clinic) yaptığım staj boyunca erken döneme ait (0-5 yaş) gelişimsel/psikolojik değerlendirmeler ve terapötik müdahaleler konusunda uzmanlığımı şekillendiren deneyimler edindim. Mesleki hayatımı zenginleştiren; bebekler, çocuklar ve aileleriyle çalışma arzumu pekiştiren, erken müdahale ve annelik/babalık üzerine öğrendiklerimi olabildiğince çok insana aktarmama imkan sağlayan bu deneyim nedeniyle kendimi oldukça şanslı hissediyorum.
İnsanların hayatına dokunmak, hayatın düz gitmediği zamanlarda karşılaştığımız güçlükler karşısında yapabileceklerimizi fark etmek beni dönüştürürken mesleğime bakış açımı da dönüştürdü diyebilirim. “Koşullar ne kadar zorlu olursa olsun değişmek istersen, bir fark yaratmak istersen bunu yapabilirsin”.
2014-2018 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak “Uygumalı Çocuk Gelişimi” dersini verirken geleceğin eğitimcilerine yaratıcı ve farklı bir bakış açısı sunabilmek benim için son derece ilham vericiydi.
2019 yılında Londra’ya taşınana kadar çocuklar ve aileleriyle seanslarımı 11 yıl boyunca İstanbul’da sürdürdüm. Bana güvenen, hikayelerini paylaşan ve iç dünyalarının kapılarını açan danışanlarımdan çok şey öğrendim. Her birine bu deneyim için müteşekkirim.
Mesleki hayatım boyunca çok sayıda annebaba ve çocuk ilişkilerini gözlemledim. İyileştirilmesine/onarılmasına ihtiyaç duyulan ilişkiler üzerine çalıştım. İlişkiyi temel alan yaklaşımım sayesinde ailelerin yaşadıkları zorluklara daha derinden ve bütüncül bakabilmelerine destek oldum.
Londra’ya taşındıktan sonra çocuklarla çalışma uzmanlığımın yanına yetişkinlerle çalışmayı da eklemek istediğimin daha çok farkına vardım. Bu istek Gestalt terapisi alanında dünyanın en çok bilinen kurumlarından birinde (The Gestalt Centre, London) eğitim alabilmenin önünü açtı. Çocuklarla çalışarak başladığım hikayemin bu sayede daha da zenginleştiğini ve bütünleştiğini hissediyorum.
Terapist olmak uzun ve meşakatli bir yolculuk…Mesleki olarak kendinizi şekillendirdiğiniz, aldığınız her yeni eğitimle ve süpervizyonla kendinize ve mesleğinize dair başka farkındalıklar kazandığınız uzun bir yolculuk. Bunun yanında iç dünyanıza yaptığınız gizemli yolculuğun kattıkları tarifsiz… Tecrübeyle, deneyimle ve zamanla mesleğe bakış açımın ve pratiğimin derinleştiğine inanıyorum. Yıllar içerisinde yaşadıklarım ve aldığım eğitimler beni dönüştürürken mesleğimi yapma şeklimi de dönüştürüyor. Bu dinamik halin beni daha yaratıcı, üretken ve esnek yaptığına inanıyorum.
Çocuklarla, ailelerle ve yetişkinlerle terapötik çalışmalarımı sürdürürken kalbimin başka türlü çarpmasına neden olan “Olduğumuz Gibi” yi sizlerle buluşturmaktan ayrı bir keyif alıyorum. Annelerin ve babaların yeni doğan bebeklerine yaklaşımlarını birinci günden başlayarak bir çerçeveye oturttuklarında daha güvende hissettiklerine, sezgilerine dayalı kararlar verebildiklerine ve çocuklarına olmak istedikleri gibi annelik/babalık yapabildiklerine şahit oluyorum.
Herhangi bir sorun olmasa dahi annelik/babalık pratiklerine yönelik yapılan çalışmaları son derece önemli buluyorum. Dünya’da birçok örneği olan “önleyici” (preventive) çalışmaları sürdürmekten ve annelere/babalara bu konuda danışmanlık vermeyi oldukça faydalı buluyorum.
Psikolog/terapist olarak kendimizi tanımanın, yapabileceklerimizin farkında olmanın, hayata karışmanın, farklı hikayelere ve kültürlere ortak olmanın önemine yürekten inanıyorum. Türkiye’nin ve Amerika’nın farklı yerlerindeki çocukların ve ailelerinin hayatlarına dokunmak benim için son derece zenginleştirici bir deneyimdi. 2019 yılından beri Londra’da yaşadığım için burada yollarımızın kesiştiği kişilerin hayatlarına dokunma fırsatı bulabiliyorum. Bu defa 16 yılı aşkın mesleki tecrübem, göçmenlik ve anneliğe dair farklı yaşanmışlıklarımla beraber.
Kariyerim boyunca tamamladığım mesleki eğitimleri merak edersen detaylı olarak buradan inceleyebilirsin.